3 Haziran 2012 Pazar

Geç olsun güç olmasın :) Epey zaman olmuştu elime balık değmeyeli bir avda.

26.05.2012 Cuma günü Gürol abi arayıp Fatih istavrit başlamış , çıkalım müsait olduğun zaman deyince aslında işlerim de yoğun olmasına rağmen yarın gidelim dedim :) :)

10:30 için sözleştik , ben çantada 10-15 çapari var diye hatırlıyordum. Direkt geçeriz dedim Gürol abi , malzeme var bende. Akşam eve gelip çantayı kontrol edince , o çaparileri İstanbul boğazının o sert akıntılarında kullandığımızı ve orada tükettiğimizi hatırladım. Gürol abiyi arayıp abi biraz erken çıkıp çapari alalım dedim. Çantada 2-3 çapari vardı ama ne olmaz ne olmaz diyerek Kurtuluş abiye uğrayıp 8-10 çapari aldık. Sonra bir de güzel kapalı yaptırıp yanımıza aldık (arabanın içi bir koktu bir koktu , sabah kahvaltı yapmayınca oracıkta tek hamlede yiyesim geldi hepsini :D ). Sonra mekana varıp , kahvaltı yaptıktan sonra , tekneye vardık. Mehmet abi sağolsun teknesinde ağırladı bizi , buradan teşekkür ediyorum kendisine.

Hazırlıklarımızı yaptık ve oltaları deniz ile buluşturduk. İlk seferde 6'lı iri istavrit alınca tamam kırdık şanssızlığı nihayet dedim :) Ama acaba bu benim şansımken bu sezon tüm Türkiye'nin şanssızlığı olabilir miydi? :))))

İlerleyen dakikalar böyle olmadığını gösterdi , Gürol abi ve Mehmet abi de istavritleri sırayla aldılar tekneye. Baktım kıyıdan atanlar da alıyor tamam işte budur , herkesin keyfi yerinde diye geçirdim içimden...Sorun yok :) (Kadri abi anladın sen :D:D:D: )

Kıyıya yaklaştıkça daha iri istavrit alırken , biraz uzaklaşınca artık tamamen kıraçaya döndü. 2-3 tavadan fazla olacak kadar kıraçayı suya iade ettik (çok zarar gören bir miktarı mecburen alıkoyduk ).

Bize kıraçalar gelirken Gürol abi usta burada kardeşim yormayın kendinizi dercesine 4'lü 5'li iri istavritleri çekiyordu :)

14:30 gibi avı sonuçlandırdığımızda  3-3.5 kilo kadar istavrit ve 2 adet mezgit ile :) avı sonlandırdık.

Çok uzun zaman sonra balığa çıkıp , balıkla dönmenin zevkini tekrar yaşattıkları için Gürol abi ve Mehmet abiye sonsuz teşekkür ediyorum.


Not : İstavritlerin 4'te birinde havyar vardı...

18 Mart 2012 Pazar

Derbent ile tanışmamız 18.03.2012

Neredeyse 1 yıldır balığa gidememiş birisi nasıl hissederse öyle hissediyordum bu öğlene kadar. Her ne kadar sabah suyunu kaçırsam ve tam teçhizat ile gidemesem de Samsun'a taşındıktan sonra ilk defa sıkça methini duyduğum Derbent ile tanışmak bugüne nasip oldu.

Dün alabalık için 3 yeni kaşık (mepps) ve hamur aldım , yeni öğrendiğim malzemecimden. Malzemecimden diyorum çünkü 2-3 kişi aynı yeri önerdi ve artık orası benim de mekanım...

Bu sabah erkenden göl kenarında olma hayalim sabah 5'te duyduğum bir cümle ile imkansız hale gelince , yine moralim sıfırlanmıştı. Daha sonra sorunu çözdüm , öğlen yemeğinden sonra ver elini Bafra.... Derbent'e gidiyordum işte nihayet. Yaklaşık 70km'lik kısa bir yolculuktan sonra işte karşımdaydı Derbent.
14:00 gibi Kolay'a vardım ve daha ileriye gidemeden kendimi biran gölün kenarında buldum :) İlk gördüğüm müsait yere daldım resmen , o kadar özlemişim vesselam.

Hemen 9 numara bir iğne ile şamandıralı takım hazırlayıp attım suya...Ne güzelmiş o şamandıranın hareketlerini takip etmek , nerdeyse unutuyormuşum Valla :)

Daha sonra 2 numara (gerçi biz bu iğneleri karagöz'de kullanıyorduk ama neyse) chino ile değiştirdim iğneyi. Vuracaksa büyük balık vursun değil mi? :)

Ama tek bir vuruş bile alamadım. Yemliyi bırakıp at-çek'e döndüm. 7-8 kaşık ve sahte denedim ama bir ufak vuruş haricinde (belki de zemin de bir yere takıldı) bir vuruş almayınca 16:30 gibi avlaktan ayrıldım.

Ben geldiğimde 2 abi toplamda 5 küçük balık almışlardı. 16:00 gibi kayalıkların olduğu bölümde ki bir abi iri bir balık yakaladı , etraf şenlendi ama tamamen kıyılayamadan kaçırdı.

Balıksız bir gündü ama Derbent ile tanışmış olmak , 2.5 saatte olsa işin stresinden biraz uzak kalabilmek çok güzeldi.