20 Aralık 2010 Pazartesi

BeyazYaka : Aylık Ofis ve İş Dünyası Dergisi

Dergide yayınlanan son haber çok ilginç , incelemekte yarar var...:)))

10 Kasım 2010 Çarşamba

8 Kasım 2010 Pazartesi

Devlette de kredi kartı geçecek artık :)

Devlet borçlarını kredi kartı ile tahsil edecek. Esnaf, devlete borcunu kredi kartıyla ödeyebilecek, limit ise 5 bin lira.  Kredi kartına taksitte yapılacak.

Devlet, kredi kartında devrim niteliğinde bir yeniliğe imza atıyor.
Ekonomi yönetimi, iş dünyasına beyaz bir sayfa açmak istedi ve özellikle iki milyon esnafı ilgilendiren bir karar aldı.
Maliye bürokratları ile bankalar arasında yapılan görüşme sonrasında borçların kredi kartı ile ödenmesi gündeme geldi.
5 bin liranın altındaki vergi ve SSK prim borçlarının yanı sıra diğer borçlar için kredi kartına taksit seçeneği uygulanabilecek.
Düzenlemeden KOSGEB’e istihdam garantili kredi desteği sağlanan işletmeler de yararlanabilecek.
Gelir İdaresi Başkanlığı ile mükellefler arasındaki ihtilaflı alacakların da yeniden yapılandırma kapsamına girmesi bekleniyor.
Taksitlerin 12 aydan başlayacağı yapılandırmadan üst kurul’lara borcu olanlar da yararlanabilecek.
Düzenlemeyle maliye, 50 milyar liralık gelir bekliyor.
 

6 Kasım 2010 Cumartesi

Çinekop Yemeyin!!

Lüfer yemek isteyenler , lüfer yakalamak isteyenlerin okuması gereken bir yazı...

http://haber.gazetevatan.com/T/338861/1

5 Kasım 2010 Cuma

Maraşlı Şeyh Oğlu Satılmışım Ben...

Faruk Nafiz'in "Han Duvarları" şiirinde ki Maraşlı Şeyh Oğlu Satılmış ne güzel anlatmış gurbeti...

On yıl var ayrıyım kına dağından
Baba ocağından,yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben.

Gönlümü çekse de yarin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cidali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne katılmışım ben.

Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslımı el almış harem diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı şeyh oğlu Satılmışım ben...


Üstüne bir de Şevval'den anadan ayrıyı dinleyince , efkar ile elele meyhaneye gidesi geliyor insanın.

1 Kasım 2010 Pazartesi

31.10.2010 Rapor :)

Rapor yayınlamak hayatımın bir parçası olmuşken , ogame ve traviandan sonra içinde (sonunda) rapor olan bir işe daha bulaştım : Balık avı :)

Saatlerin geri alınacağı günü seçmenin de bir miktar katkısıyla sabah erkenden Kadri abiyi almak için yola çıktım.15 dakikalık kısa bir yolculuktan sonra adresteydim. Kadri abi geldi ve yola çıktık (bir gün önce geleceğini söylediği arkadaşı uyuya kaldığı için gelememişti ).

Tabi bir ön hazırlığı vardı bu avın. İlk defa tekne ile ava çıkacağım için Kadri abi , Nejat abi ve Aytekin abiden malzeme tiyoları alıp Cumartesi akşam üstü İstoç'ta aldım nefesi :) İstavrit ve Çinekop için çeşit çeşit çapariler , zoka , kurşun ve tekneden kullanmak üzere çekeri yüksek ve kısa bir kamış aldık.Bir de yağmurluk tabi - her ne kadar da hava raporu yağmur göstermese de...

İlk biz gelmiştik Kumkapı'ya..Oradan binecektik kiraladığımız tekneye. Bizden biraz sonra Aytekin abi ve arkadaşları geldi. Tekne sahibi bizden sonra geldi :) Biz Nejat abinin arkadaşlarını beklerken o da çayı hazırlıyordu sabah kahvaltısı için.Beklenen misafirler de geldi , 8 kişi olmuştuk şimdiden. Karşıdan Nejat abi ve diğer arkadaşlarını da almak üzere kıyıdan ayrıldık...

15-20 dk sonra Nejat abi ve arkadaşlarını da alarak avlağımıza doğru (ısrar etmeyin söyleyemem) yola koyulduk. Çay hazır , sofra poğaça-simit-börek doluydu... Afiyet bal şeker eylemini gerçekleştirdikten sonra avlağa vardık ve takımlar su ile buluştu. 09:30'a kadar güzel balık yaptı... Tabi ben o sırada 2-3 şanssızlık yaşadım ve teknenin bana göre dar olan yan tarafında 40-45 dk kadar takım değiştirmekle uğraştım. Buna rağmen deniz havası almak , 35-40 metreden 250 gram kurşunla takımı kimi zaman boş kimi zaman dolu çekmek , ele batan iğneleri çıkarmakla uğraşmak :) bayağı zevkliydi... Acemi ve stajyer bir balıkçı olarak çok şey öğrendim yine "yeğen" :))))

12 gibi avımıza son verip , evli evine köylü köyüne diyerek dağıldık. Toplamda 8-10 kilo iri istavrit vardı livarlarımızda.

Ben 13-14 tane iri istavrit ile günü sonlandırırken , bir daha elime çapari almam yeminimi de bozmuş oldum...Biraz uykusuzluk , biraz yorgunluk biraz da temiz havanın çarmpası sonucu eve gelip yemeğ yer yemez , balık ta tutmuş olmanın hazzı ile güzelce uykuya daldım.

Bu raporumda ne yazık ki foto yok , bir sonraki rapor da inşallah...

Aile Hekimliği Uygulaması İstanbul'da başladı

Evet , 1 Kasım itibariyle aile hekimliği İstanbul'da. Aile hekiminizi ve ilgili aile hekimliği merkezinizi bu adresten öğrenebilirsiniz.

Yıllarca Annesinden Eşşek Sudan Gelinceye Kadar Dayak Yiyenlere Müjde!


Geldi :)

29 Ekim 2010 Cuma

CV'nin böylesini reddetmek mümkün değil :)



Reddedilmiş Dualar Kitabı : Mete Öztürk

Yine bir Erzurum Anadolu Lisesi 95 mezunu arkadaşımın , dostumun kitabını tanıtmak istiyorum. Yazar arkadaşımız olunca tabi kendi ağzından bir kaç cümle ile kitabı anlatmasını istedim. Sağolsun beni kırmadı :)) kendi cümleleriyle ilk kitabıyla ilgili düşünceleri :

"Hiçbirşey yapmadan herşeyi yapmanın tek yolu yazmaktır herhalde, sanırım beni yazmaya iten de yazının bu sınırsız gücüne olan merakım oldu. Her gün sokakta, okulda, işte gördüğüm, kimisini tanıdığım insanların hikayelerini merak etmek yerine onlar için uydurmaya karar verince de yazmaya başladım. ilk romanı genelde ilk adım diye nitelerler, hakikaten de öyle; acemiliklerle, hatalarla dolu. Ama hiç tereddütsüz....Tıpkı yaşamanın kendisi gibi.
Yazıyı icat edenlere de okuyanlara da binlerce teşekkürler"
 
Ben de kendisine teşekkür ediyorum. Yeni kitaplarını , yine buradan tanıtabilmek dileklerimle...




 Kaderleri yakalarına benzer şekilde yapışmış iki adamın paralel öyküleri hapishanede birleşir. Suçlu veya masum olduklarına dair kendilerinin bile şüphe duydukları hikayelerini kimse tam olarak bilmez. İç dünyalarında inançlarını, sırlarını, kimliklerini saklarlarken birbirleriyle sessizliği ve hiç olmamışlığı dilemeyi paylaşırlar.

Mahir Akçeli çevresine uymayan kişiliğiyle; telaşsız ve kayıtsız biçimde sıradan hayatına devam ederken kendisini birden bir soygun ve cinayet çemberinin içinde bulur. Osman Demirci ise Mahir'in başına gelen işe benzer bir olay sonucu ve ondan çok uzun yıllar önce hapishaneye düşmüş; son zamanlarını geçirmektedir. Mahir suçsuzluğunu çok defa haykırıp sesini duyuramamaktan yorulmuş; hapishanede tanıdığı bu yaşlı adamdan susmayı ve kabullenmeyi öğrenirken O'nu içten içe çocuk yaşta kaybettiği babasının yerine koyduğunun farkında değildir.

Fıkra Tadında Haberler : Haldun Narmanlıoğlu


Erzurum Anadolu Lisesi 95 mezunu , başarılı bir gazeteci ve  şuan öğretim görevlisi olarak görev yapan yakın arkadaşımın kitabını sizlere tavsiye ediyorum.

Haldun arkadaşımız gazetede çalışırken arşivlediği ham haberleri bir kitapta topladı. Kitapta okuyucuya örnek olması için gazetecilikte ''ham'' olarak bilinen redakte edilmemiş haberleri sunduğunu ifade eden Narmanlıoğlu, şöyle konuştu:  ''Türkiye'de habercilik eğitiminde öğrencilere genellikle doğru haberler örnek gösteriliyor. Yanlış örneklerden yararlanarak doğruyu göstermek eğitimde pek kullanılmayan, ancak oldukça etkili bir yöntemdir. Meslekte 'çöpe manşet' olarak adlandırılan haberlerin gazeteci adayları için iyi birer örnek olduklarını düşünüyorum.'' Okuyucuların gazetede yer alan haberlerin ilk hallerini görme fırsatını bulamadığına dikkat çeken Narmanlıoğlu, bir haberin gazete sayfasına taşınmadan önce hangi süreçlerden geçtiğini merak edenler için, kitabın iyi bir kaynak olacağını kaydetti.

Kitapta süzgeçten geçmemiş, restorasyona uğramamış gazete sahifelerinde yayınlanan haberlerin ilk şeklini bulacaksınız. Sasasyonel olması için kaleme alınmış, abartılı haberleri okurken hem gülecek, hem üzüleceksiniz. Bazı ulusal haber ajanslarının, abonelerinine geçtiği haberlerdeki inanılmaz hataları hayretle okuyacaksınız. Kitap fıkra tadında haberler olmakla birlikte, bir fıkra kitabı değildir. Akademisyen olan yazar, iletişim, medya, tekelleşme, yabancılaşma konularına eğilmekte ve incelemekte, haberin ne olması gerektiğini, haberin toplanması ve yazılmasını, başlık seçimi, redaksiyonu gibi birçok konuyu işlemekte, geleceğin gazeteciliği denilen "internet gazeteceiliği"ne değinmektedir.